Unutmanın İnceliği: Hafızamız Neden Bizi Yarı Yolda Bırakır? Hiç bir odaya girip neden girdiğini unuttuğun oldu mu? Ya da yıllardır hatırlamadığın bir anı, bir şarkıyla birden gözlerinin önüne geliverdi mi? Hafıza dediğimiz şey gerçekten güvenilir mi, yoksa hatırlamak kadar unutmak da doğamızın bir parçası mı? İnsan zihni, düşündüğümüzden çok daha karmaşık. Bilgisayar gibi çalıştığını sanırız ama onun algoritması, bazen siler, bazen saklar, bazen de hiç beklemediğimiz bir anda ortaya çıkarır. Peki ama neden? Hafızanın Labirentinde Kaybolmak Unutmak çoğu zaman bir zaaf gibi görülür. Oysa psikoloji tarihi, bunun aslında son derece doğal ve işlevsel bir süreç olduğunu söylüyor. 19. yüzyılda Alman psikolog Hermann Ebbinghaus, unutma eğrisini ortaya koyduğunda, yeni öğrenilen bilgilerin ne kadar hızlı silindiğini gösterdi. Ona göre, bilgi tekrar edilmezse birkaç gün içinde silinip giderdi. Günümüzde nörobilim, bu süreci çok daha detaylı açıklıyor. Hipokampus, beynimizin hafıza merkezi olar...
Merhaba, ben Burçin. Gördüklerimi, hissettiklerimi, içime sinmeyenleri ve içime dokunanları kelimelere dökmeyi seviyorum. Hayatın akışında çoğu zaman sessiz kalan duygulara, bastırılan düşüncelere ses olmak istiyorum. Bu blogda; toplumsal meselelerden bireysel farkındalığa, eğitimden medyaya kadar pek çok konuda yazılar bulacaksınız. Amacım, sadece yazmak değil; düşündürmek, sorgulatmak ve birlikte yol alabilmek. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz…