Birini anlamak sabır ister. Ama biz aceleciyiz. Anlamadan hüküm veriyoruz, duymadan cevap veriyoruz, düşünmeden eleştiriyoruz. Belki de anlamak değil, haklı çıkmak istiyoruz. Her tartışmanın sonunda bir taraf değil, bir egonun kazanmasını diliyoruz. Kendimizi haklı çıkarınca rahatlayacağımızı sanıyoruz ama içimizde hep bir tortu kalıyor. Çünkü kalpten gelen hiçbir şey, “haklı çıkmak” üzerine kurulu olamaz. Birini olduğu gibi kabul etmek zor geliyor. Çünkü bu, kendi doğrularımızdan biraz vazgeçmek demek. Kendimize çizdiğimiz “doğru” haritasının dışına çıkmak bizi korkutuyor. Ama hayat, sadece bizim doğru bildiklerimizden ibaret değil. Ve bunu fark ettiğin an, bir sessizlik kaplıyor içini , güzel bir sessizlik. Artık herkesin kendince haklı olabileceğini görüyorsun. İnsanları değiştirmeye çalıştıkça ilişkiler bozuluyor. Birini “düzeltmeye” çalışmak, onu olduğu hâliyle yeterli bulmadığın anlamına geliyor. Kimi zaman farkında olmadan sevgiyi bile bu şekilde eksiltiyoruz. “Ben s...
Merhaba, ben Burçin. Gördüklerimi, hissettiklerimi, içime sinmeyenleri ve içime dokunanları kelimelere dökmeyi seviyorum. Hayatın akışında çoğu zaman sessiz kalan duygulara, bastırılan düşüncelere ses olmak istiyorum. Bu blogda; toplumsal meselelerden bireysel farkındalığa, eğitimden medyaya kadar pek çok konuda yazılar bulacaksınız. Amacım, sadece yazmak değil; düşündürmek, sorgulatmak ve birlikte yol alabilmek. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz…