Bir yıl daha bitti. Takvimden bir yaprak değil sadece; yorgunluklar, gülüşler, sabırlar, vazgeçmeyip devam edişler kapandı arkasından. Bu yıl; erken çalan alarmlardı, yarım kalmış uykulardı, “Bugün de böyle geçti” deyip susmaktı. Bazen sesimizi yükselttik, bazen içimize attık. Bazen çok koştuk, bazen olduğumuz yerde saydık. Ama her şeye rağmen orada kaldık. Yanlışlarımız oldu. Keşke dediğimiz cümleler… Daha sabırlı olabilirdim, daha çok dinleyebilirdim, daha az kırabilirdim dediğimiz anlar… Ama şunu da öğrendik: İnsan, elinden geleni yapınca yine de eksik kalabiliyor. Bu yıl bize şunu öğretti: Her gün güçlü olmak zorunda değiliz. Her şeyi başarmak zorunda değiliz. Ama dürüstçe çabalamak, en az sonuç kadar kıymetli. Gülen gözler gördük. Kırılan kalpler gördük. Bazen bir cümleyle umut olduk, bazen bir suskunlukla yük olduk. Ve yine de devam ettik. Şimdi geriye dönüp bakınca; tam olan şeyler değil, samimi olanlar kalıyor akılda. Bu yıl biterken; kendimize biraz şefkat, biraz teşekkür, bir...
Merhaba, ben Burçin. Gördüklerimi, hissettiklerimi, içime sinmeyenleri ve içime dokunanları kelimelere dökmeyi seviyorum. Hayatın akışında çoğu zaman sessiz kalan duygulara, bastırılan düşüncelere ses olmak istiyorum. Bu blogda; toplumsal meselelerden bireysel farkındalığa, eğitimden medyaya kadar pek çok konuda yazılar bulacaksınız. Amacım, sadece yazmak değil; düşündürmek, sorgulatmak ve birlikte yol alabilmek. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz…