Ana içeriğe atla

Bir yıl daha biterken...

Bir yıl daha bitti.
Takvimden bir yaprak değil sadece; yorgunluklar, gülüşler, sabırlar, vazgeçmeyip devam edişler kapandı arkasından.
Bu yıl;
erken çalan alarmlardı,
yarım kalmış uykulardı,
“Bugün de böyle geçti” deyip susmaktı.
Bazen sesimizi yükselttik, bazen içimize attık.
Bazen çok koştuk, bazen olduğumuz yerde saydık.
Ama her şeye rağmen orada kaldık.
Yanlışlarımız oldu.
Keşke dediğimiz cümleler…
Daha sabırlı olabilirdim, daha çok dinleyebilirdim, daha az kırabilirdim dediğimiz anlar…
Ama şunu da öğrendik:
İnsan, elinden geleni yapınca yine de eksik kalabiliyor.
Bu yıl bize şunu öğretti:
Her gün güçlü olmak zorunda değiliz.
Her şeyi başarmak zorunda değiliz.
Ama dürüstçe çabalamak, en az sonuç kadar kıymetli.
Gülen gözler gördük.
Kırılan kalpler gördük.
Bazen bir cümleyle umut olduk,
bazen bir suskunlukla yük olduk.
Ve yine de devam ettik.
Şimdi geriye dönüp bakınca;
tam olan şeyler değil,
samimi olanlar kalıyor akılda.
Bu yıl biterken;
kendimize biraz şefkat,
biraz teşekkür,
biraz da “elin elimdeydi, düştüğümde kalkabildim” deme zamanı.
Yeni yıl daha kolay olmayacak belki.
Ama biz, bu yılı bitirebildiysek
yenisine de cesaretle bakabiliriz.
Çünkü yorulsak da,
kırılsak da,
bazen her şeyden şüphe etsek de
hala içimizde küçük bir inat var:
İyi olmaya, iyi kalmaya dair.
Ve belki de en güzeli bu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AHLAKİ GÖRECELİK (1)

 Öncelikle Merhaba; Beni bu Blogger sayfasını açmaya ve yazmaya iten ve artık bir şekilde içimdeki ve aklımdaki düşünceleri atmak, paylaşmak yalnız olmadığımı bilmek, içimden geçen bu duyguları sadece benim hissetmediğimi bilmek için açmış bulunuyorum. Bir şekilde birşeyler yapmam ve paylaşmam gerekiyordu. Çünkü çevremdeki insanların bu kadar tepkisizligine ve kayıtsızlığına dayanamıyorum.Toplumsal olaylar, günlük yaşamdaki karşılaştığımız fakat herkesle paylaşamadigimiz haksızlık ve insanların davranışları hakkında aslında kafama esen hersey hakkında yazmak istiyorum. Bu blogta öyle edebi şeyler bulamayacaksaniz. Bu blogta yaşayan normal bir insanın düşüncelerini bulacaksınız. Neden kayıtsız kalıyoruz etrafımıza karşı?  Araştırdım, psikolojide bunu yeri neresidir?  Pek çok yazı okudum. Travmalar, stres bozuklukları ve pek çok şeyin sonucunda "şizoid kişilik bozukluğu " olarak karşıma çıktı.Nedir bu şizoid kişilik bozukluğu? Kısaca açıklamam gerekirse; duygusal soğukluk, ...

"Sil Baştan "

Hayatın en tuhaf yanı, kimseye tek yönlü bir yol vermemesi. Hepimiz sanıyoruz ki bir kere karar verdik mi, ömür boyu aynı rotadan gideceğiz. Oysa hayat, çoğu zaman bir kavşakta karşımıza dikilip “Buraya kadar” diyor. İşte o anlarda kulağımıza çalınan cümle çok tanıdık: Sil baştan başlamak gerek bazen. Ama hemen yanlış anlaşılmasın… Yeniden başlamak romantik bir sahne değil. Toz pembe bir sayfa hiç değil. Daha çok karalanmış defterin içinde boş bir köşe bulup “Buradan devam edeyim” demek gibi. Yeniden başlamak garantili bir başarı vaat etmez. Bazen kurduğunuz hayal söner, bazen çıktığınız yol yarıda kalır. Ama önemli olan tembelliğe sığınmamak, “ben denedim” diyebilmektir. Çünkü kaybetmek, hiç denememekten daha onurludur. Einstein’ın bir sözü vardır: “Ben başarısız olmadım, sadece işe yaramayan on bin yol buldum.” Yeniden başlamak, işte o on bininci denemeyi göze almak demektir. Bu topraklarda yeniden başlamanın en büyük örneğini Mustafa Kemal Atatürk verdi. Bir imparatorluk...

Gökyüzünden Gelen Hazinenin Hikayesi (Toplanın Altın 'ın hikayesini anlatacağım size) (5)

Milyarlarca yıl önce, sessiz bir evrende  , iki devasa nötron yıldızı birbirine yaklaşmaya başladı.( Yazarken heyecanlandım 😆) Her biri, yıldızların yaşam döngüsünden arta kalan yoğun cisimlerdi. Sessizce ama kaçınılmaz şekilde bir çarpışmaya doğru ilerlediler.  Ve bir gün , o büyük an geldi; yıldızlar birbirine çarptı ve evreni aydınlatan muazzam bir patlama meydana geldi.  Bu patlamaya "kilonova" diyoruz. Ancak sadece bir ışık gösterisi değildi bu, aynı zamanda evrenin en değerli elementlerinden biri olan Altın ' ın doğum anıydı. ( hayırlı olsun nur topu gibi bir Altın madenimiz oldu. ) 😁 Atomlar bu kozmik dans sırasında birleşti,  enerji ve kaosun ortasında altın taneleri oluştu. Sonra, milyonlarca yıl boyunca, bu altın taneleri uzayın boşluğunda sürüklendi. Toz ve gaz bulutlarına karışarak yeni yıldız sistemlerinin ve gezegenlerin oluşumuna katkıda bulundu. Dünyamız da bu kozmik mirastan nasibini aldı. Milyarlarca yıl önce,  dünya' nın yüzeyine çarpan mete...