Bir yıl daha bitti.
Takvimden bir yaprak değil sadece; yorgunluklar, gülüşler, sabırlar, vazgeçmeyip devam edişler kapandı arkasından.
Bu yıl;
erken çalan alarmlardı,
yarım kalmış uykulardı,
“Bugün de böyle geçti” deyip susmaktı.
Bazen sesimizi yükselttik, bazen içimize attık.
Bazen çok koştuk, bazen olduğumuz yerde saydık.
Ama her şeye rağmen orada kaldık.
Yanlışlarımız oldu.
Keşke dediğimiz cümleler…
Daha sabırlı olabilirdim, daha çok dinleyebilirdim, daha az kırabilirdim dediğimiz anlar…
Ama şunu da öğrendik:
İnsan, elinden geleni yapınca yine de eksik kalabiliyor.
Bu yıl bize şunu öğretti:
Her gün güçlü olmak zorunda değiliz.
Her şeyi başarmak zorunda değiliz.
Ama dürüstçe çabalamak, en az sonuç kadar kıymetli.
Gülen gözler gördük.
Kırılan kalpler gördük.
Bazen bir cümleyle umut olduk,
bazen bir suskunlukla yük olduk.
Ve yine de devam ettik.
Şimdi geriye dönüp bakınca;
tam olan şeyler değil,
samimi olanlar kalıyor akılda.
Bu yıl biterken;
kendimize biraz şefkat,
biraz teşekkür,
biraz da “elin elimdeydi, düştüğümde kalkabildim” deme zamanı.
Yeni yıl daha kolay olmayacak belki.
Ama biz, bu yılı bitirebildiysek
yenisine de cesaretle bakabiliriz.
Çünkü yorulsak da,
kırılsak da,
bazen her şeyden şüphe etsek de
hala içimizde küçük bir inat var:
İyi olmaya, iyi kalmaya dair.
Ve belki de en güzeli bu.
Yorumlar
Yorum Gönder