Tarih boyunca değişimin en büyük tetikleyicilerinden biri protestolar olmuştur. Gandhi’nin tuz yürüyüşü, Martin Luther King’in “Bir Hayalim Var” konuşması, Gezi Parkı direnişi ya da Paris’teki Sarı Yelekliler… Hepsi, halkın gücünü gösteren, sessiz kalmayı reddeden insanların yazdığı tarihlerdir. Protesto bir toplumun vicdanıdır; yanlışları haykırmanın, adaleti talep etmenin en doğrudan yollarından biridir. Fakat her protesto bir sonuç getirir mi? Etkili bir protesto nasıl olmalıdır? Albert Camus’nün dediği gibi, “Başkaldırıyorum, öyleyse varım.” Ancak başkaldırının şekli, yöntemleri ve etik sınırları üzerine düşünmek, sadece ses çıkarmak değil, doğru zamanda ve doğru şekilde ses çıkarmak gerekir. Peki, bugün protestolar ne kadar etkili? Dijital çağda meydanları sanal dünyaya taşımak gerçekten bir fark yaratıyor mu, yoksa sesimiz kendimize çarpıp geri mi dönüyor? Etkili bir protesto, sadece ses çıkarmaktan ibaret değildir; aynı zamanda stratejik, organize ve kararlı olmalıdır. İşte etk...
Merhaba, ben Burçin. Gördüklerimi, hissettiklerimi, içime sinmeyenleri ve içime dokunanları kelimelere dökmeyi seviyorum. Hayatın akışında çoğu zaman sessiz kalan duygulara, bastırılan düşüncelere ses olmak istiyorum. Bu blogda; toplumsal meselelerden bireysel farkındalığa, eğitimden medyaya kadar pek çok konuda yazılar bulacaksınız. Amacım, sadece yazmak değil; düşündürmek, sorgulatmak ve birlikte yol alabilmek. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz…