Hayatın en tuhaf yanı, kimseye tek yönlü bir yol vermemesi. Hepimiz sanıyoruz ki bir kere karar verdik mi, ömür boyu aynı rotadan gideceğiz. Oysa hayat, çoğu zaman bir kavşakta karşımıza dikilip “Buraya kadar” diyor. İşte o anlarda kulağımıza çalınan cümle çok tanıdık: Sil baştan başlamak gerek bazen.
Ama hemen yanlış anlaşılmasın… Yeniden başlamak romantik bir sahne değil. Toz pembe bir sayfa hiç değil. Daha çok karalanmış defterin içinde boş bir köşe bulup “Buradan devam edeyim” demek gibi.
Yeniden başlamak garantili bir başarı vaat etmez. Bazen kurduğunuz hayal söner, bazen çıktığınız yol yarıda kalır. Ama önemli olan tembelliğe sığınmamak, “ben denedim” diyebilmektir. Çünkü kaybetmek, hiç denememekten daha onurludur.
Einstein’ın bir sözü vardır: “Ben başarısız olmadım, sadece işe yaramayan on bin yol buldum.” Yeniden başlamak, işte o on bininci denemeyi göze almak demektir.
Bu topraklarda yeniden başlamanın en büyük örneğini Mustafa Kemal Atatürk verdi. Bir imparatorluk çökerken “Her şey bitti” demedi. Anadolu’nun en karanlık günlerinde, sıfırdan bir ulus inşa etmeye koyuldu. Hem savaş alanında hem masada defalarca yeniden başladı. Ve belki de bize bıraktığı en önemli miras, şu gerçeği hatırlatıyor: Bir milletin kaderi bile sil baştan yazılabilir.
“Ne Derler”i Umursamadan
Yeni bir başlangıca adım atarken en büyük engellerden biri başkalarının sesi. “Olmaz, yapamazsın, bu yaştan sonra mı?” diyenler… Oysa yeniden başlamak biraz da kulaklarımızı kapatabilme cesaretidir. Paulo Coelho Simyacı’da der ki: “Başkalarının gözünde doğru görünmek için değil, kendi kalbini mutlu etmek için yaşa.” Eğer sürekli başkalarının onayını beklersek, hiçbir şeye başlamadan hayat biter.
Hata Yapmaktan Korkmadan
Bir başka mesele de hata korkusu. O kadar kusursuz görünmeye şartlanıyoruz ki çoğu zaman başlamayı erteliyoruz. Oysa yeniden başlamak, baştan yanlış yapma ihtimalini de göze almaktır. Thomas Edison’un ampulü bulana kadar binlerce denemesi vardı. Eğer “ya hata yaparsam” diye dursa, bugün hâlâ karanlıkta oturuyor olabilirdik.
Hata yapmak, aslında öğrenmenin diğer adı. Hatalar bizi küçük düşürmez; tam tersine bize yön gösterir. Sil baştan başlamak da bu yüzden korkutucu değil, öğretici bir süreçtir.
Günümüzün Zorunlu Başlangıçları
Dünya sürekli değişiyor. Teknolojiler eskir, meslekler kaybolur, şehirler altüst olur. Pandemi bize bunu fazlasıyla öğretti. Sanki insanlık topluca “reset” tuşuna bastı. Böyle bir çağda yeniden başlamak sadece cesaret işi değil, aynı zamanda bir zorunluluk. Ama bu zorunluluk içinde saklı bir fırsat var: Kendini yeniden tanımlamak. “Ben kimim, neyi yapabilirim?” sorularını korkmadan sormak.
Sil baştan başlamak geçmişi unutmak değildir. Tam tersine, geçmişin bütün tortusunu alıp onun üstüne yeni bir gelecek inşa etmektir. Mücadele etmektir, vazgeçmemektir, hatalardan korkmamaktır, yapamamlara sığınmamaktır.
Belki de en doğrusu şu soruyu kendimize sormak:
Bugün hayatımda neyi silmeye ve hangi başlangıcı göze almaya hazırım?
Yorumlar
Yorum Gönder